Tıkgossipten Tıkbilgiye: Dijital Çağda Bilgisizlik Bir Tercih mi?
- ÖZKAN KÖSE
- 10 Haz
- 1 dakikada okunur
“Bilmiyorum” demek…
Dijital çağda bu söz kulağa ne kadar inandırıcı geliyor? Açıkçası bana pek gerçekçi gelmiyor. Çünkü artık bilgiye ulaşmak bir lütuf değil, bir refleks meselesi. Herkesin her şeye anında ulaşabildiğimiz bir çağdayız. Ne yedi, ne giydi, saçının dip boyası gelmiş mi… :) Hepsini bir tıkla görebiliyoruz. Ve işte tam da o “tık”, doğru kullanıldığında harikalar yaratabilir.
Ama ne yazık ki çoğu zaman o tıkı bilgiye değil, dedikoduya yönlendiriyoruz. Biz buna artık “tıkgossip” diyoruz. Eskiden dedikodu için insanlar bir araya gelirdi, şimdi ise parmaklarımızla buluşuyoruz. Dedikodu da dijitalleşti. Ama bu konu benim pek hoşlaşmadığım bir konu olduğu için hiç uzatmayacağım...
Dijital çağda yaşamak aslında büyük bir avantaj. Eskiden ansiklopedilerle, kütüphane rafları arasında kaybolarak hazırladığımız yıllık ödevler, bugün bir tuşla çözülüyor. Üstelik yalnızca bilgiye ulaşmakla kalmıyor, onu farklı formatlarda sunan yapay zekâlar, özetleyen uygulamalar, seslendiren sistemler sayesinde hayat çok daha kolay hale geliyor.
Ama bu kolaylık bir riski de beraberinde getiriyor: tembellik.
Kolaya alıştıkça öğrenmeyi, merak etmeyi, araştırmayı unutur olduk. Bilgiye ulaşmak kolaylaştı ama bilgiyle yaşamak zorlaştı. Okuma alışkanlığımız yavaş yavaş eriyor, merak yerini hazırcılığa bırakıyor.
Peki bu nereye evriliyor?
Belki de yavaş yavaş “insansız” bir geleceğe doğru hazırlanıyoruz. İnsan emeğiyle değil, yapay zekâ desteğiyle yönetilen bir dünya… Kim bilir?
Ama hâlâ bir seçeneğimiz var: O tıkla “tıkgossip” yerine “tıkbilgi”ye ulaşmak.
Tıklarken neye tıkladığımızı, neyi merak ettiğimizi ve ne için zaman harcadığımızı iyi seçmeliyiz.
Çünkü dijital çağda bilgisiz kalmak, açık bir kapının önünde, anahtarı elindeyken içeri girmemek gibidir.
Unutmayalım ki bilgi güçtür.

Yorumlar