Kadın ne söyler – Erkek ne anlar ?
- ÖZKAN KÖSE
- 10 Haz
- 2 dakikada okunur
Ne kadar da dijital bir çağda yaşasak da iletişim gerçekten çok zor bir hal almaya başladı. Mevlana Celaleddin-i Rûmî “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” der. Hele bir de karşınızdaki kişi hemcinsiniz değil ise süreç biraz daha zorlaşır.
Erkek ve kadın beyni birbirinden tamamen farklı çalışma prensibine sahip iki beyindir. Kadınlar çok yönlü düşünebilen daha derin varlıklardır. Elimden geldiğince tarafsız bir dille bu birbirinden farklı iki varlığın iletişimde birbirlerini nasıl yanlış anladıkları ile ilgili birkaç konuya değineceğim.
Etrafımıza şöyle bir göz attığımızda birçok konuda karşımızdaki kişinin fikirleri ile ayrışırız. Bir de buna ne söylediğin değil nasıl söylediğin eklenince bambaşka bir iletişim süreci ile karşı karşıya kalırız. Şahsen ben birçok defa bunu yaşadım. İş arkadaşlarınıza sizin için gayet normal üslupta bir şey söylersiniz fakat o bambaşka bir şey anlayabilir, alınabilir hatta size küsebilir. Bazen de karşı tarafın o günkü ruh haline bağlı olarak sizin için normal olan bir tutum onun için büyük bir sorun olabilir.
Bunlara sebep vermemek için iki defa düşünüp bir kere konuşmamızda, karşı tarafın o günkü hali ve tavırlarından duygu durumunu anlamaya çalışarak iletişim kurmakta her zaman fayda olduğunu düşünüyorum. Unutmamız gerekiyor ki bizim konuştuklarımız karşımızdaki kişilerin anladığı kadardır.
İş arkadaşınız, dostunuz, yakınınız hatta aileniz yeri geldiğinde sizleri herhangi bir konuda yanlış anlayabiliyorsa bir de bunun flört, sevgili ve evli olduğunuz süreçlerdeki durumunu düşünün. Size göre gayet olağan bir davranış ilişkinizin bitmesine kadar gidebilecek durumlara gelebilir. Burada empati ön plana çıkıyor dediğinizi duyar gibiyim. Evet haklısınız ama belli bir noktadan sonra maalesef o da işe yaramıyor.
Şimdi gelin konuyu biraz daha açalım ve konuya kadınların erkeklere yönelttiği sorularla başlayalım; Önceden haberini vermiş olan erkek o gece eve geç gelecektir ve telefon çalar, malum soru hemen gelir: ‘Neredesin?’ Cevap basittir, gayet kendinizden emin bir şekilde; arkadaşlar ile birlikteyim, restorandayım, işteyim gibi cevapları hemen verir karşı taraf. Ama gerçek soru aslında neredesin değil, bu saat oldu neden hala gelmediğindir.
Şimdi olayı tam tersine çevirelim. Kadın dışarıda akşam geç gelecek ve adam evde olsun, kadının telefonu çalsın aynı soru sorulsun: ‘Neredesin?’ Daha kadın cevap veremeden hemen net bir ses “Hadi sıkıldım artık eve gel” der ve iletilmek istenen mesaj direkt söylenir. Unutmamamız gerekir ki her soru kendi anlamını taşımamaktadır.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Mesela en net ve her erkeğin yaşamış olduğu ‘Bugün bende bir değişiklik görüyor musun?’ sorusu. Dünyanın bir saniyeliğine dönmeyi durdurduğu, hızlıca karşınızdakini süzdüğünüz ve genelde %90 doğru tahminle verdiğiniz cevap: ‘Kuaföre mi gittin? Saçların harika olmuş…’
Gelelim her ilişkide hiç sekmeyen ikinci can alıcı soruya: ‘Bugün günlerden ne?’ sorusu. Soğuk terler dökülmesine neden olan ve genelde ilk öpücük, ilk seni seviyorum veya sözlülük tarihi gibi bir erkeğin en son aklına gelebilecek bir tarih çıkması ile sonuçlanan soru. Siz siz olun telefonun hatırlatıcısına bütün tarihleri saatine kadar kaydedin.
Bu listeye eklenebilecek bir ilişki veya evliliğin olmazsa olması birçok soru var. Bu sorular ilişkinin her evresinde hem kadın hem de erkek tarafından her zaman sorulacak sorulardır. Önemli olan iletişimde yalın ve açık bir dille karşınızdakine ne söylemek istediğinizi söylemektir. Sevginizi, beğeninizi, kırgınlık veya kızgınlığınızı sakin, kelimeleri özenle seçerek ve karşınızdakine sizi yanlış anlamasına fırsat vermeden kendinizi anlatabilmektir.
Kadın ve erkek ilişkileri yaşamın her alanında farklılık göstermektedir. Bilinçli ve açık bir iletişim dili seçmek her türlü ilişkinizin uzun yıllar bağlılıkla ve samimiyetle devam etmesini ve gelişmesini sağlayacaktır.
Her zaman doğru anlaşabileceğimiz güzel ve mutlu günlere.

Yorumlar