top of page

Bir Mezuniyetin En Güzel Anı: Devrim Abla Salona Girdiğinde

Bugün benim için çok özel, unutulmaz bir gündü. Oğlum Alp’in anaokulu mezuniyet töreni vardı. Artık ilkokullu oluyor… Dile kolay, daha dün minicik elleriyle parmaklarımı sıkı sıkı tutarken şimdi sahnede kep atacak yaşa geldi.

Tören başladığında sahnede iki pırlanta gibi çocuk vardı sunucu olarak. İçlerinden biri ise benim ilk göz ağrım, kızım. O an kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Gözlerim doldu, boğazım düğümlendi… “Daha dün doğmadılar mı?” diye düşündüm. Biri sahnede sunucu, diğeri ablasının anosuyla mezun olan yakışıklı oğlum… Tarif edemeyeceğim bir duygu yaşadım.


Program çok güzel hazırlanmıştı. Öğretmenler gerçekten büyük emek vermiş. Çocuklar sahnede cıvıl cıvıl, heyecanla rollerini yapıyorlardı ki… Birden tüm çocukların dikkati dağıldı. Hepsi aynı anda sahneyi bırakıp salona giren kişiye dönüp heyecanla el sallamaya başladılar.

İster istemez ben de meraklandım: “Kim geldi acaba? Kaymakam mı, belediye başkanı mı, okul müdürü mü?”

Hayır…

Gelen, çocukların sevgiyle andığı ve adeta bir kahraman gibi karşıladığı kişi: Devrim Hanım’dı ama çocukların ise Devrim Ablası’ydı. Devrim Hanım okulda temizlik görevlisi olarak çalışıyordu.

Tüm çocukların gözleri bir anda parladı. Hepsi heyecanla el sallamaya başladı ve aralarında fısıltılarla, “Devrim Abla geldi!” diye konuşuyorlardı.

Törenin ardından Devrim Hanım’ın yanına gittim.

“Nasılsınız? Sizi burada görmek beni çok mutlu etti,” dedim.

Gözleri dolmuştu…

“Onlar benim evlatlarım… Ben onları nasıl yalnız bırakırım?” diye yanıtladı.

İçim burkuldu. Yaklaşık yirmi gün önce yıllarını verdiği okuldan bir anda işten çıkarıldığını duymuştuk. Ama işte; sevgiyi, aidiyeti, bağlılığı kapının önüne koyamıyorsunuz. Çocukların içindeki Devrim Abla sevgisi yerli yerindeydi. Hiçbir idari karar o sevgiyi silemezdi.


Peki gelelim bu anı neden sizlerle paylaştığıma;

Bana hep sorarlar, Çocuğun okulunu seviyor mu?” Ben de hep şöyle cevap veririm:

Eğer bir çocuk sabah uyanınca okula koşa koşa gidiyorsa, öğretmenini gördüğünde gözleri gülüyorsa, evet o çocuk okulunu seviyordur.

Ve okulda sevgiden beslenen bir eğitim vardır.Çocuklar sözle değil, bakışla anlatır ne hissettiklerini.


Yeter ki görmek isteyelim. Bugün Alp’in mezuniyetinde, tüm sahne parıltısının arasında bir temizlik görevlisinin ne kadar büyük bir rol oynadığını gördüm.

Son söz olarak;


Müfredatlar öğretebilir ama sevgiyi sadece insanlar yaşatır.


Okullarda daha çok Devrim Ablalar görmek dileğiyle…

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Gerçeğin Yerine Sanal Gerçeklik Mi?

Son günlerde her yerde karşımıza çıkan kelime: Metaverse, yani meta evren…. Metaverse ve bu kavramın getirdikleri sadece videolarını...

 
 
 
İletişimde nezaket dili...

Günümüz teknoloji çağında hemen herkesin elinde bir akıllı telefon mevcut ve bu akıllı telefonlarla birlikte iletişim ağlarımız da çokça...

 
 
 
Kadın ne söyler – Erkek ne anlar ?

Ne kadar da dijital bir çağda yaşasak da iletişim gerçekten çok zor bir hal almaya başladı. Mevlana Celaleddin-i Rûmî “Sen ne söylersen...

 
 
 

Yorumlar


bottom of page